Dolgu, genellikle doktor muayenehanesinde enjeksiyon yoluyla verilen bir tür kozmetik tedavi anlamına gelir. Minimal
invazivdirler, yani cerrahi kesiler içermezler ve kırışıklıkları düzeltmek, kaybedilen hacmi geri yüklemek ve yüz
hatlarını geliştirmek için kullanılırlar.
Dolgu maddeleri, hyaluronik asit, kalsiyum hidroksilapatit, polialkilimid, polilaktik asit ve polimetil-metakrilat
mikroküreler dahil olmak üzere çeşitli malzemelerden yapılabilir.
En yaygın dolgu türü, cildin bağ dokusunun doğal bir bileşeni olan hyaluronik asittir.
Dolgu maddeleri, daha genç ve tazelenmiş bir görünüm elde etmek için genellikle Botox gibi diğer kozmetik tedavilerin
yanında kullanılır.
Dolgu işlemi, yüz germe gibi ciddi estetik operasyonlara göre hem daha kısa sürede hem de daha ekonomik bir şekilde
kişiye genç bir görünüm sağlar. Bu basit enjeksiyon işlemi öncesinde, uygulama yapılacak bölgeye lokal anestezi
uygulanır.
Dolgu işlemi sadece yarım saatlik bir prosedürdür, ancak işlem süresi uygulama yapılacak bölgeye göre değişebilir.
Dolgular, uygulama yapılan bölge ve kullanılan malzeme özelliklerine göre 4 ay ile 1 yıl arasında bir süre boyunca
kalıcılık gösterebilir. Bu dolguların daha az yoğun olan formları cilt altında uygulanarak, sonuçta cilde daha canlı,
genç bir görünüm sağlanabilir.
Dolgu işlemi, yüzde birçok bölgede uygulanabilen bir estetik prosedürdür. Dudak, yanak, şakak, çene, burun, kaş arası ve diş dolgusu uygulamalarında çukurların doldurulması için kullanılabilir. Ancak, dolgu işlemi yapılacak kişinin alerjisi ya da sistemik hastalıkları varsa dolgu işlemi yapılamayabilir. Hamilelik, emzirme dönemi, enfeksiyon geçirmekte olan, kanama riski yüksek olan kişilerde de uygulanmamaktadır.
Dolgu işlemi sonrası iyileşme süreci, uygulanan bölge ve kullanılan dolgu malzemesine göre değişebilir. Genellikle dolgu
işlemi sonrası hafif bir şişlik, kızarıklık ve morarma olabilir. Ancak bu belirtiler genellikle kısa bir süre içinde
geçer. Kişinin işlem sonrası yapması gerekenlere uyması iyileşme sürecini hızlandırabilir.
Bu öneriler, uygulama yapılan bölgeye göre değişebilir, ancak genel olarak yüzü suya dokundurmamak, güneşe veya UV
ışığına maruz kalmamak, kan sulandırıcı ilaçlardan kaçınmak ve işlemden sonraki ilk 24 saatte ağır egzersizlerden
kaçınmak önerilir.
